Banu Çakar

Yunanlı filozof Plinius “Herkes kendisi için bir ibrettir, yeter ki insan kendini daha iyi tanımasını bilsin.” demiş. “Benim yaptığım daha önceden  bildiklerimi söylemek değil, kendimi öğrenmektir, başkasına değil, kendime anlatıyorum. Öğrendiklerimle hiç de yetinmiyorum. İnsanın kendini anlatmasından daha zor ve daha faydalı hiçbir şey yoktur. Üstelik meydana çıkmak için insanın süslenmesi, kendine çekidüzen vermesi gerekir. Ben durmadan kendimi düzenliyorum çünkü durmadan anlatıyorum.” diyen üstad Montaigne’ye de hak vermemek mümkün değil…

Ben kimim diye anlatmam gerekirse ;

Banu Çakar Kadıköy’ doğumlu. Tombik bir bebek(şimdilerde tombik değil çok şükür) sonra haşarı bir kız çocuğu, yaramaz, yerinde duramayanlardan, dursa daralanlardan…Annesi şöyle diyor ki; “Sen beş erkek çocuğa bedeldin.” Çocukken en sevdiği şey arkadaşları ile yaptığı koşu yarışları ve ayva ağaçlarına dalmak, dalından o sapsarı ayvayı koparıp dişlemek…

İlkokula giden çocukları izlerken “bende gidicem” diye ağlayarak annesini çekiştirdiği zamanlar ve ilkokul müdürünün odasında, müdürün onu karşına oturtarak, birtakım sorular sorması (-hayatımdaki ilk mülakat rüzgarı o anda başlamış sanırım-) “başlayabilir” yani kısacası kafası basıyor yorumunun ardından, kırmızı çantası ve o zamanlar siyah önlüğü! ile(-ama çok şükür ki daha sonra Allah’ın sevgili bir kulu akıl etti de çocukların okul hayatına adım attıklarında üzerinde geçirilen siyah şey, yeni rengini mavi’ye bıraktı-)5 yaşında başlayan okul hayatı, pamuk gibi bir ilkokul öğretmeni…(-Nevin Hamitoğlu hocam, sizi hiç unutmadım-) ve okuma-yazmayı orda söküyor kızımız ve bir daha hiç hız kesmeden okul yaşamına devam ediyor.

“Hangisi iyidir ? İnsanda güç sahibi olma duygusunun yükselmesi, bu güce sahip olma arzusu ve benliğindeki güç. Hangisi kötüdür ? Zayıflıktan gelen herşey. Mutluluk nedir? Gücün yükselmesi ve bir direnişi kırmış olma duygusu..”

(F.Nietzsche)

Başarılı denilen cinsten bir öğrencilik hayatı oldu, teşekkür aldı, takdir aldı. (-Halbuki başarı denen şeyin okulda teşekkür, takdir almaktan ibaret olmadığını söylemek istiyorum. Bunlar önemli bile değil benim gözümde…okul hayatı önemlidir kabul ancak hayatta “başarı” denen olguda ki payı oldukça azdır. Hayatı nasıl gördüğünüz, nasıl algıladığınız ve yaşamınızdır sizi başarılı kılan ve budur bence beni başarılı kılan-) Üniversite ile devam ediyoruz : Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F “Maliye” bölümüne 2.olarak girdi. (-Üniversite tercihlerinde iyi ki Sosyal Antrolopoloji yazmadı, yoksa ne olurdu hali, vahim! şimdi kısmen antrolopog ama diplomasızından, İK’cı=Bir nevi antropolog-) Üniversite Bursa-İstanbul hattında bitiyor. O zamandan dostlukları hala hayatta, “bütün kızlar toplandık” tadında anılar, kopmayan bağlar…

Üniversite bitince Eczacıbaşı Yapı Gereçleri A.Ş’de staj yapıyor ve akabinde üniversite yıllarından beri hedeflemiş olduğu İnsan Kaynakları alanında çalışmaya başlıyor. Bu arada Bahçeşehir Üniversitesi’nde yüksek lisans (MBA) eğitimini onur öğrencisi olarak bitiriyor. 2010 yılında Yüksek lisansına devam ederken Türkiye çapında katıldığı bir yarışma ile European School of Economics’te “Visionary Leadership for Turkey” adı altında burslu olarak Floransa’da Prof. Stefano D’Anna koordinatörlüğünde özel bir liderlik eğitimi almaya hak kazanan 40 öğrenciden biri olarak İtalya’ya gidiyor. Orda da her biri çok kıymetli hocalarla çalışıyor, müthiş dostluklar kazanıyor. Bu arkadaşları ile şimdilerde “Visionary Talks” isimli oluşumda beyin fırtınaları yapıyor, hayata geçirmeyi planladıkları türlü projeler/fikirler üretiyorlar.   Bir çeşit genius lab…Zeka ve hayalgücü kombinasyonu, bir çok farklı bakış açısının birleştirilmesi, pozitif ve destekleyici biçimler, yeni anlayışlar yeni kavrayışlar, parlak fikirler ve varılacak güzel sonuçlar.

Liderlik denen şey, içtenlik, sahicilik, dürüstlük, erdem ve onur içerir.“Kibar ikiyüzlülük” değildir ancak “art of acting” tir. Gerektiğinde rol yapmak, stratejik olabilmektir. Taahhütlerde bulunma ve bunları yerine getirme meselesidir. Devamlılık ve süreklilik içerir. “An” ı, bir süreç sonrasını, bugünü ve geleceği kapsar. Gelecek ile ilgili güven vermeyi, verebilmeyi kapsar. Hayal etmeniz gerekir. Bir tutkunuzun olması gerekir. Gerçekten yaşayan bir insan olmanız lazımdır. Liderlik denince aklımıza sadece birilerini yada bir grubu yöneten birini anlamamız gerekmez. Herkes kendinin lideridir. Sen ilk önce kendini yönetebiliyor musun? yoksa korkuyor musun? Bu kadar basit aslında ancak basitliğin karmaşıklığında…

Aralık 2010’da Türkiye’ye dönerek iş hayatına aynı hızla devam ediyor. Mart 2011’de “Kariyer İmgeleri” Sosyal Sorumluluk Projesinin ilk etkinliği olan “Kariyerimi Tasarlıyorum” yarışmasında, hayallerin kariyer hedeflerine, hedeflerin ise eylem planlarına çevrilmesinden hareket ederek kendi kariyerini ve düşünceleri anlattığı yazısıyla ülke çapında 3.oluyor.

2003 yılından beri de Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu içinde olan şirketler grubuna ait iki firmanın tüm İnsan Kaynakları süreçlerinden sorumlu olarak çalışmaya devam ediyor.

İnsan Kıymetleri olarak, elimizde tuttuğumuz her insanımız bizim mücevherimiz…

 

“İnsan” ve “performans” yönetimi stratejilerinin önümüzdeki vizyonu biz İK profesyonellerinin sağ ve sol beyinlerini birlikte kullanarak oluşacaktır. Zeka ve kalp, beyin ve ruh, hayaller ve duygular, realiteler ve hayalgücü, sanat ve matematik, analitik ve sezgisel, şiirsel ve gerçekçi… “Her insan kendi geleceğini, İnsan Kaynakları ise insanlığın geleceğini şekillendirecektir.”

Mesleğini seviyor, okuyor, araştırıyor, takip ediyor, kişisel web sitesinde ve blogunda yazıyor, İK gündemini izliyor, insan kaynakları sistemleri le ilgili bir çok projede aktif olarak yer alıyor, kişisel gelişim alanı ile özellikle ilgileniyor, eğitim içerikleri hazırlıyor/eğitimler veriyor, bir İK profesyonelinin aynı zamanda bir “İnsan Mühendisi” olduğunu biliyor. Uzmanlık alanına giren konularda çeşitli dergilerde yazılar yazıyor, danışmanlık ve eğitim hizmeti sunuyor.

Bana ulaşabileceğiniz mail adresim : [email protected]

 

İnsan Mühendisliği, İnsan Kıymetleri (ben İnsan Kaynaklarına “İnsan Kıymetleri” demeyi daha çok seviyorum, sanki “kıymetleri” demek daha az materyalist bana göre), vizyonel liderlik, kişisel gelişim ve farkındalık, kişisel marka / imaj yönetimi, çeşitli eğitim içeriklerim ile hayata, aşka, ilişkilere, duyguya, felsefeye ve işe dair tüm yazı ve paylaşımlarım için kişisel web adresim : http://www.banucakar.com

 

Unutmayın, her insan değerlidir. Kendine özgüdür. Yetersiz yada başarısız insan yoktur. Sadece daha “az farkında”  insan vardır.


“Fark edin, farkında olun.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir