İK Yazılımı Kullanmak Mı?

Bir İnsan Kaynakları profesyoneli veya danışmanının en önemli sorumluluklarından biri çalıştığı organizasyonun insan kaynakları uygulamalarını ve bilgi yönetimini ( HRIS) dijital platforma taşımaktır.

Bu cümleyi yazarken endüstriyel ilişkilerin takip edildiği bordro yazılımlarından bahsetmiyorum. Çünkü sadece özlük ve bordro işlemlerini yazılımdan takip ettiği için “İK yazılımı kullanıyoruz” diyen firmalar var.

Hayır, ben seçme yerleştirme, performans değerlendirme, eğitim, yetenek yönetimi ve yedekleme sistemlerini İK yazılımı üzerinden takip eden şirketlerden bahsediyorum. Ve diyorum ki, ülkemizdeki 1000 önde gelen yerel veya yabancı kuruluşa sorsam bunlardan belki ancak 50 tanesinde belirttiğim kapsamda İK yazılımı kullanılıyordur.

Ne kadar üzücü … sonra da insan kaynağının etkinliğinden, iş süreçlerinin verimliliğinden, yetenekleri elde tutabilmekten bahsediyoruz. Hatta piyasada insan kaynağının niteliğinin ne kadar beklentileri karşılayamadığından yakınıyoruz.

İşverenlerin iş piyasasındaki insan niteliğinden bahsetmeden önce kendi masalarına ve sorumluluklarına bakmaları gereklidir. Bünyesine aldığı insana hiçbir yatırım yapmayıp, onun tabir yerindeyse posasını çıkartıp, sonra da “tu kaka” demek biraz fazla kolaycılık oluyor. Ne ektiniz ki, ne biçiyorsunuz diye sormazlar mı?

Bunları neye dayanarak yazıyorsun derseniz, son 3-4 aydır yerel ve yabancı İK yazılım firmaları ile görüşüyorum. Bordro modülü satıyoruz diyorlar. Diğer modülleri işverenler “maliyet” diyerek almıyorlarmış. Gülünç. Eminim iş adamının altına aldığı son model cipten çok daha ucuz hepsi. Üstelik lüks tüketimin kişisel tatminden başka geri dönüşü yok, diğerinin ise topyekün geri dönüşü çok. Gerçek iş adamlığı acaba hangisine para harcamaktır diye düşünüyor insan?

Bu sabah Aralık ayının Capital dergisini okuyordum. Yılın en başarılı seçilen firmalarının en başarısız olduğu konular gördüm ki insan memnuniyeti, insana sunulan imkanlar, sosyal haklar üzerine. Bu değerlendirmeleri yapan en başarılı firmalarda durum bu ise, diğerletindeki insan faktörünün yaşadıklarını düşünüyorum, biliyorum ve içim sızlıyor.

Türkiye iş piyasası insana hak ettiği değeri ve saygıyı ne zaman verir, ona yatırım yapar, onu geliştirir, onu onurlandırır, “sen yoksan ben zaten yokum” derse yani sözde değil özde kurumsallaşırsa o zaman Türkiye şirketleri dünya liginde oynayabilecek. Yoksa taşıma suyla yani organizasyonlardaki birkaç kişinin insan üstü çabasıyla değirmen üç gün döner, beş gün döner. Böyle şirketlerin büyüme kapasitesi de o üç beş kişinin yapabilirliği ile sınırlıdır. O üç beş kişi gittiğinde de o şirketler tarih olur.

Gelelim İK’cılara …

İK’cıların sorumluluğu tepe yönetimin vizyonu ve stratejik hedefleri doğrultusunda yapılandırdıkları kurumsal yetenek ve bilgiyi birkaç kişinin hegamonyasından alıp tabana yaymaktır. Bunu en etkin şekilde yapabilmenin yolu da organizasyon için en doğru İK yazılımını satın almak veya içeride geliştirmektir. Bu iş verimliği ve işi yapmakta olan insanın etkin yönetilmesi için olmazsa olmaz koşuldur. (işi doğru yapmak verimlilik, doğru işi yapmak etkinliktir). İK’cıların yazılım teknolojileri konusunda kendilerini geliştirmeleri şarttır. Bilgisiz olduğumuz bir konuda ikna gücümüz de olamaz ve işte böyle bordro yazılımları ve kağıtlar üzerinden ilkel bir şekilde ile günü geçirmeye devam ederiz. Oysa ki kendi iş analizinizi yaparak organizasyon içinde bir İK yazılımınızı başarıyla ve minimum maliyetle geliştirmek hiç de zor değildir. İK bilgisi yanında tek ihtiyacınız olan bir yazılım mühendisi ve belki bir web tasarımcıdır. Son iki cümlem tecrübeyle sabittir.

“İK Yazılımı Kullanmak Mı?” üzerine 10 yorum

  1. İpek hanım paylaşım için teşekkür ederiz.

    Önemli bir konuya daha değinmişsiniz. Teknolojinin ve diğer yan hizmetlerinin gelişimi ile beraber bireysel kullanıcılara olduğu kadar şirketlere de bir çok faydası dokunduğunun hepimiz farkındayız.

    Şirketlerin daha doğrusu üst yönetimlerin IT’karşı bakış açısı aslında başarısı ve verimliliğinde önemli bir etken artık.Bunun farkına varıp yatırım yapanlar,katkıda bulunanlar her zaman kazançlı çıkmıştır ve çıkacaktır.

    Digital dünyanın getirdiği nimetlerden her sektör yararlanmalıdır.Maliyet ne olursa olsun getirisinin daha çok avantajlar yaratacağına şüphesiz bir gerçektir.

    Saygılarımla

  2. Dijital kanalları etkin kullanıp,şeffaflık açısından ve objektif değerleme ölçülerini kullanma ve bunları paylaşım bakımından kabul etmek gerekir ki,hemen ulaşılabilecek bir seviye gibi görülmese de,bu kadar üst seviye bir misyon bile olsa,samimi bir çaba olursa bu hedefe de ulaşılması niçin mümkün olmasın?
    Saygılarımla,

    1. Nedim Bey,

      Patron veya üst yönetici için şeffaflaşmak bir risk gibi görünse de aslında bu o kişilerin cam tavanı. Şeffaflık çalışanların işi sahiplenmelerini ve aidiyet duygusunu besliyor. Benim şeffaflaşmasına destek olduğum şirketlerde patron veya ynöeticiler inanamadı etkisine. Şimdi çok memnunlar. Yetki ve sorumluluk devrini çok rahat yapıyorlar artık. insanlar şirkete sahip çıkıyor.

  3. KariyerPro, Kariyer.net’in web tabanlı İnsan Kaynakları Yönetimi yazılımıdır. KariyerPro, Özlük, Organizasyon, İzin, Eğitim, Performans, Kariyer Gelişimi ve Bordro Yönetimi uygulamalarında internete erişimin olduğu her noktada İnsan Kaynakları birimleri, yöneticiler, müşteriler ve çalışanlar tarafından online kullanılmaktadır. Özellikle Ölçülebilir online Performans Yönetimi ve yöneticinin onayına giden İzin, Eğitim taleplerini yöneterek verimliliği arttırmak mümkündür.
    Detaylı Bilgi için; http://www.kariyer.net/kariyerPro/

    1. Dilek Hanım,

      Yorumunuz çok reklam gibi koksa da yayınladım. Size bir sorum olacak. Kariyer.net Pro’nun Bilin HR’dan uygun olmayan şekilde alınan kodlar üzerinden hizmete alındığı doğru mu?

  4. Kesinlikle yazınızı çok beğendim ve çok katılıyorum; büyük şirketlerden ziyade aslında buna daha fazla dikkat vermesi gerekenlerin kurumsallaşma sürecine giren/girmeye çalışan KOBİ’lerin olduğunu düşünüyorum.
    Şimdi bu tarz sistemlere yapılan yatırımlar ileride iyi , kalifiye ve kolay yönetilebilir bir işgücüne – yani aynı sıfatlara sahip iş çıktılarına etki edecektir.

    1. Sevgili Arif,

      Yorumun için çok teşekkür ederim. İK’cı olup olmadığını bilmiyorum ama yazdıkların bir yazılım kullanma gerekliliğini anlatmak için kullanılacak ilk üç gerekçeden biridr kanımca.

  5. Merhaba,

    Çok önemli ve içinde gerçekçi tespitler olan bir yazı paylaşmışsınız. Konu başlıkları, Türkiye İK uygulamalarının fotoğrafını çok net çekmiş. Sizin de değindiğiniz üç konuda görüşlerimi eklemek isterim;

    1-İnsan kaynağının etkinliğini, iş süreçlerinin verimliliğini ölçmeden, takip etmeden İK nın personel özlük ve işe alımdan öteye geçmesi mümkün değil. Maalesef İK’cılarımızın büyük bir bölümünde bu konuya inanılmaz bir direnç var. Bu direncin sebebi, belki İK konusunda verilen akademik eğitimlerin dahi yetersiz kalması, biraz etkinlik ve verimlilik görülebilir hale geldiğinde başarısız olma ve yeterli aksiyonları alamama korkusu, biraz da mevcut düzeni bozmama eğilimi sanırım.

    2-Ne yazıkki piyasada İK portalı satan firmaların çoğu sadece bordro ve özlük konusunda uzmanlar. Eleştiri olacak ama en azından şahsi gözlemim; bir çok firma özlük ve bordro dışındaki alanları ya “daha sonra birlikte geliştirebiliriz” modunda hareket ediyor yada var olan sistemleri inanılmaz derecede yetersiz. Birlikte çalışmak istenildiğinde de firmaların yeterli ve yetkin kaynağının olmadığını görüyorsunuz. Sonuç, gereksiz yere alınmış ve yarım kalmış bir dolu uygulama

    3- Kurum içinde iyi bir yazılımcınız ve mevcut İK uyguamalarını bilen, verimlilik, etkinlik ve personel memnuniyeti gibi konulardan anlayan bir İK personeliniz yada danışmanınız varsa çok şanslısınız derim. Bu şartlarda bu işi kurum içinde yapmak en optimum karar olacaktır.

    Saygılar,

  6. Pozisyon ihtiyacının belirlenmesinden işten ayrılmaya tüm süreci kapsayan bir İK Yazılımı hedefiyle yola çıktık. İlk olarak müşterilerimizdeki ihtiyaçtan dolayı 360 derece performans yönetimi (yetkinlik,balance scorecard modeliyle hedef ve iç ve dış müşteri memnuniyeti) modülünü tamamladık ve Türkiye’nin önde gelen iki şirketinde kullanılıyor.

    Bordro modülünü projemizin en son adımı olarak planladık.

    Sizinde bildiğiniz gibi şirket bütçelerinde her zaman en küçük pay ve düşük öncelik İK’nındır. Bu yüzden İk’nın dijitalize olması her şirkette zorla olmaktadır.

    Kurum içerisindeki IT ekibiyle proje yaılmak istendiğinde, öncelik sırasından dolayı sürekli ertelenmekte veya konuya hakim olmayan tecrübesiz personel projeye atanmaktadır.

    Yazılım projelerinde, projeyi hazırlayacak yazılımcının tecrübesi ve büyük resimi görebilmesi çok önemlidir. Gerekli yetkinliklere sahip olmayan yazılımcılar ile yapılan projelerin başarı oranı çok düşüktür.

    Sadece İK alanında değil, verimliliği arttırmak adına bir çok alanda şirketler yazılıma ihtiyaç duymaktadır. Fakat maliyetlerden dolayı İK her zaman en sona bırakılmaktadır.

    Fakat yazılımların sağladığı verimlilik ve iş yükü avantajı daha karlı olmaktadır.

    Örnek vericek olursak: bir müşterimizde 70 beyaz yaka çalışmaktadır. Yetkinlik bazlı performans ölçümü için 457 adet değerlendirme formu excelde hazırlanmakta ve kişilere gönderilmekteydi. bu excellerin doldurulması, geri gönderilmesi ve hesaplanması yaklaşık 2 aylık bir süre almaktaydı ve bu süreçde çıkarılabilen rapor sadece kişi ve şirket bazlıydı.

    Yazılım ile bu süreç 1 gün içerisinde tamamlanıp 6 farklı rapor dönem bazında ve tarihsel olarak alına bilmektedir.

    Yılda iki defa yetkinlik değerlendirmesi yaptığınızı düşünürseniz, sizce yazılım mı daha pahalı yoksa operasyonel maliyet mi?

Nedim İLERİ için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir