Özgeçmiş Okuma Tembelliği

sol: Türk tipi özgeçmiş – sağ: Amerikan tipi özgeçmiş

Geçen günlerde üniversite öğrencileri bana, okullarına gelen bir İK Müdürü’nün “Bir sayfadan uzun özgeçmiş göndermeyin, detay yazmayın, okumaya vakdimiz yok,” dediğini söylediler.

Nasıl yani?

Bir İnsan Kaynakları profesyonelinin ana sorumluluklarından biri karşısına gelen her özgeçmişi, kaç sayfa olursa olsun okumaktır. Özgeçmiş adayın kendisini ifade ettiği pazarlama aracıdır ve o kendisini nasıl yansıtmak istiyorsa biz ona bakarız, okuruz, okumak zorundayız.

Aslında problem “bir sayfa” söyleminin çıkış yeri. Amerikan tipi özgeçmişler bir, en fazla iki sayfadır. Bu sayfa adedini kendine baz alan bazı meslekdaşlara önerim, o özgeçmişlerdeki okumaları gereken kelime adedini saymaları. Sonra da karşılarına bir sayfa şeklinde gelen bir Türk özgeçmişini almaları ve bu özgeçmişteki kelime adedini saymaları. Ardından bu iki özgeçmişi hem kelime adedi, hem de içerik olarak kıyaslamaları.

Amerikan tipi özgeçmişi Türk tipi özgeçmişe çevirirseniz (büyük yazı karakterli, satır araları geniş, paragraf ve başlıklar bol, içerik kıt) çıkan sonuca ne diyeceksiniz?

Sen Amerikalı, özgeçmişini kısalt da gel, burada çok detay var, okuyacak vaktim yok !!!

Keşke, bize dolu dolu iki hatta üç sayfa özgeçmiş gönderecek kadar nitelikli yeni mezunlarımız olsa, keşke onların yaptıklarını, tecrübelerini, kitap niyetine okusam ve iş görüşmesine çağırsam 😀

Sevgili meslekdaşlar,

*tfen nicelik değil, nitelik !!!!

* lütfen gençleri yanlış yönlendirmeyin, kısıtlamayın, bırakın ne yazmak istiyorlarsa yazsınlar !!

* ve lütfen bol bol iş kitabı okuyun.

Eğer sizin okuma miktar ve niteliğiniz artarsa, piyasaya daha fazla İK kitabı çıkar, daha fazla yabancı İK kitabı dilimize çevrilir. Öğrencilere verdiğiniz yanlış mesajlarla kendi bilgi ve performans niteliğinizi de deşifre ediyorsunuz, olmuyor !!!

Dünya Yetenek Yönetimi diye sallanıyor, ülkemizde konu üzerine Türkçe sadece bir tane kitap var, çeviri yok. Ekonomi talep arz dengeleri üzerine yürüyor, lütfen biraz talep yaratın !!!!

“Özgeçmiş Okuma Tembelliği” üzerine 4 yorum

  1. Nitelikli çalışanlara ulaşmak, onları işletme bünyesine katabilmek evet önemli; ama daha da önemlisi o kaynağı elinde tutabilmek. Hem işletmeye değer katarken; hem de iş tatmini yüksek, yaptığı işten zevk alan, işini yaparken eğlenen mutlu insanlar ortaya çıkarabilmek. Dünya Yetenek Yönetimini özde uygulamaya çalışırken; Türkiye’de konu ile ilgili tek kitap bulunması gerçekten hayret verici. Hem Akademisyenler’in teorik açıdan hem de iş dünyasının deneyimlerini birbirine katarak konuya eğilmeleri gerektiğini düşünüyorum.

    Basmakalıp cümlelerle yeni mezunları yanlış bilgilerle doldurmaya çalışıyorlar (Özellikle de yazıda bahsettiğiniz “1 sayfayı geçmemeli” klişesini herkes birilerinden işitmiştir). Söz konusu kaynağın odak noktasının insan olduğu İK çalışanlarının bu tür bir cümleyi kullanması ise hayret verici. Aslında sorun düşünmeden, sorgulamadan uygulamak. Hiç “neden 1 sayfa” diye soruyor muyuz acaba? Düşündüğümüzde ne kadar mantıksız olduğunu görebiliyoruz halbuki. İşte bu yüzden iş dünyası ve akademik çevreler daha çok yayın çıkarmalı. Çıkarmalı ki kitaplar arttıkça, daha fazla kitap okundukça karşılaştırmalar yapılabilsin.

    Sevgiler,
    Özge

    1. Sevgili Özge,

      Benim de en büyük mesleki dileğim meslekdaşlarımın neyi neden yaptıklarını sürekli sorgulamaları, ezberci olmamaları. Araştırarak, anlayarak ve öğrendiklerini geliştirerek uygulamaları zenginleştirmeliyiz. Öbür türlü sorumlu olduğumuz insanları vasatlığa yönlendiriyoruz farkında olmadan.

İpek Aral Kişioğlu için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir