Etiket arşivi: Nuri Bilge Ceylan

İK’cıların İzlemesi Gereken Film, Okuması Gereken Kitap

Bütün İK’cıları Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu filmini izlemeye davet ediyorum.

Neden mi?

Çünkü bu muhteşem filmi seyrederken beynin sol ile sağ tarafı arasındaki farkı şiddetle hissediyorsunuz. Kış Uykusu, beyninizin sol değil, sağ tarafını harekete geçiren bir yapıt. Yani filmi izlerken analitikten çok kavramsal, mantıktan çok duygu ve sezgilerinizle filmi takip etmeniz gerekiyor.

Kış Uykusu, üç saat süren bir şölen ve bu şöleni son okuduğum Daniel Pink’in “Aklın Yeni Sınırları” kitabı üzerine izlemiş olmam da bana çok anlamlı geldi.

Hemen sözlerimi açayım.

Daniel Pink, Aklın Yeni Sınırları kitabında bilgi çağından kavram çağına geçtiğimizi vurguluyor. Kavram çağı, yaratıcıların ve empati kurabilenlerin ön plana çıkmayı başardığı dönem olacak. İnsanlar sol beyinlerini kullanarak akademik süreçlerini tamamlayacaklar ancak kariyerleri beyinlerinin sağ tarafını aktive edebilmeleri oranında renklenecek, büyüyecek, gelişecek.

Daniel Pink’in kitabında kavramsal çağı analiz ederken okuyucusuna sunduğu beynin sağ tarafını yücelten altı yetenek üzerinden, Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu filmini çok rahat analiz edebiliyorsunuz:

1. Tasarım; film mükemmel bir görsel, tasarımsal dehayı gözleriniz aracılığıyla zihninize yönlendiriyor. Zihninizde ne çözümlediğiniz ise sizin sağ beyninizin potansiyeli.

2. Öykü; film bir olayın anlatımı değil, sıradışı bir mekan içinde insanlar ve  durumlar alegorisi. Öykücükler sarmalı.

3. Senfoni; filmde bir ana mekan etrafında birbiriyle ilgisi olmayan birden çok durum (olay değil) ilişkilendiriliyor ve senfoni kıvamında bir akış izleyiciye ulaştırılıyor.

4. Empati; filmde karakterlere seçilen isimler bile özel. Eğer gerçekten iyi bir İK’cı olmak istiyorsanız, Nuri Bilge Ceylan’ın çizdiği insan halleri ile diyalektik yöntemle empati kurabilmeniz, her birini tekil ve birbirleri ile olan ilişkileri üzerinden objektif şekilde çözümleyebilmeniz gerekir.

5. Oyun; birincisi, filmi izlerken sürekli kendi kendime ‘Rus klasikleri kokuyor’ dedim (ki Ceylan’ın Çehov’dan esinlendiği filmin kapanışında yazıldı). Arada Türk motiflerini aldım ve adeta bir Fransız gibi üç saatlik seyri kapattık. Ana karakter Aydın’ın bir tiyatro sanatçısı olarak çizdiği “oyuncu” profili ise oyun içinde başlıbaşına oyundu.

6. Anlam; Yukarıdaki fotoğrafa bir bakın. Aklınızda nasıl bir anlam beliriyor? Üç sıfatla betimleyin. (Benimkiler masalsı, zor, sıradışı)

.

Son söz: Beyninizin sağ tarafını çalıştırmak istiyorsanız Kış Uykusu’nu izleyin ve Aklın Yeni Sınırları‘nı okuyun. :)